İZMİR TURU(ALAÇATI-URLA-EFES-ŞİRİNCE)

İZMİR TURU(Alaçatı-Urla-Efes-Şirince)

Bu senenin son resmi tatilini de geride bıraktık. Bu sefer ben de tercihimi deniz ve güneş tatili ile sınırlı tuttuğumu fark ettiğim İzmir’den yana kullandım, çok da iyi yaptım. Konaklama yeri için tercihler değişebilmekle birlikte biz Alaçatı’da kalıp günübirlik turlarımıza devam etmeyi seçtik. Otelimiz Otello, mimarisi, kahvaltısı, konumu ve sıcaklığı ile yine gelmek isteyeceğimiz bir otel oldu. Karşısında yer olan Köşe Konak, Cumbalı Konak Otel ve de Zoe Otel de ilk bakışta aklımıza kazınanlardan arasında. Yaz sezonu ile kıyas yaptığımızda çok sakin olsa da mekanlar oldukça doluydu. Günübirlik İzmir'den gelenler ile birlikte hem sakin hem hareketli bence tam kararında bir canlılık vardı Alaçatı'da. Burası mevsimden bağımsız sene boyunca canlı kalabilmeyi başarıyor sanıyorum. Otel sahibi ile yaptığımız konuşmada yılbaşında da yoğunlukların olabildiğini iletti. 31 Aralık bu sene cuma gününe geliyor, 3 günlük tatil için not etmekte fayda var:)



Öğlen 2 sularında Alaçatı'ya giriş yaptık. Planımız az buçuk belirlenmişti; ancak keyfimize göre de değişimleri yapmaktan da geri durmayacaktık:) O zaman gün gün neler yaptık bahsetmeye başlayayım.

*İlk günü Alaçatı merkezde değerlendirdik. Öğlen için biraz daha ye kalk bir mönü tercih etmek istedik; haliyle İzmir'e de gelmişken hakkımızı kumrudan yana kullandık. Alaçatı'nın girişinde yer alan meşhur Kumrucu Hikmet'te karnımızı doyurduk. Kahve-tatlı seansı için gittiğimiz yılların Köşe Kahvesi vişneli crumble ile bize kocaman bir hoş geldin hediyesi verdi. 


Köşe Kahve

Havanın tadını da çıkartmak için sokaklarda biraz gezinip, dükkanları dolaştık. Merkez yavaş yavaş dolmaya başlıyordu; yaz sezonundan kalma bir korku ile  akşam için  Kapari Bahçe'ye rezervasyonumuzu yaptırıp garantiye aldık. Tam köşede herkesin önünden mutlaka geçtiği Kapari Bahçe yeşillikler arasında çok güzel dekore edilmiş harika bir mekan. Yemeklerden de çok memnun kaldık. 

Kapari Bahçe


Kahveyi nerede içsek derken aklımıza yan otelin dışarıdan cezbedici dekorasyonu geldi. Zoe Otel’in beyaz ağırlıklı modern dizaynında hem fotoğraflarımızı çektik, hem de türk kahvemizi yudumladık.

**Oteldeki keyifli kahvaltının ardından 2.günü değerlendirmek istediğimiz Urla’ya çevirdik yönümüzü. Urla’nın merkezi bizi çok heyecanlandırmadı; Sanatçılar Sokağı tahminimden daha küçük ve sıradan. Mekanlar ve lezzetler için ise aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Burası gastronomi alanında kendini oldukça geliştirmiş. Öğlen için “Beğendik Abi” restoranı yöresel tatları ile hafızalarda Urla’yı güzel anılarla hatırlamamızı sağladı. Benim çok sevdiğim ve denk geldikçe yediğim keşkeği burada bulunca kaçırmak istemedim. İki arkadaşım da ilk keşkek deneyimlerini buraya saklamışlar; bundan sonra yediklerinde Urla'yı bir ayrı anacaklar:) Kahve ve kokteyl için ise seçimimiz “Kepler” olmuştu. Yer bulamadığımız için deneme fırsatı bulamadığımız “İstifçi” listenizde olmayı hak ediyor. Ayrıca adını çok fazla duyduğum "Hiç Lokanta" da yine sokakları gezerken karşınıza çıkacak. Burası için de rezervasyonlu gitmenizi tavsiye ederim. Genel anlamda Urla'daki yerlerin çoğunu önceden arayıp yer durumlarını kontrol etmek gerekiyor.



Kepler-Urla

İstifçi-Urla

Sırada uzun zamandır takip ettiğim Perdix Wine vardı. Yemekleri, ambiyansı ve havuz içinde oturma şansı veren düzeni şahaneydi; şiddetle tavsiye ediyorum. Ortaya aldığımız peynir tabağını, pizzayı ve makarnayı yemekten büyük keyif aldık. Benim için en güzel deneyim, Masterchef'te bahsedilen çikolata ve acının uyumunu keşfetmek oldu. Suflenin için koydukları acı ilk başta hiç anlaşılmasa da bir süre sonra arkadan tatlı tatlı vuruyor; ben çok beğendim.




Şarap yapımına, bağ gezilerine meraklıysanız Urla sizin için bir cennet. Sayısız bağ evi ziyaretçilerini bekliyor. İsterseniz günübirlik tadım ya da gezi turlarına katılabilir, bazı yerlerde konaklama opsiyonundan da faydalanabilirsiniz.

***Sabah uyandığımızda otelin hemen yanındaki sokakta pazar kurulumu için hazırlıklar başlamıştı. Eğer cumartesi günü Alaçatı'da olursanız denk getirip gezmenizi ve dönüş yolu için alışverişlerinizi yapmanızı öneririm. Eksiden araba ile dönüşlerde yol üzerinde çok fazla sebze meyve alışverişi imkanı vardı. Eğer yeni yolu tercih ediyorsanız burası evinize taze şeyler götürmek için güzel imkan sunuyor.

3.günün ilk durağı Efes Antik Kent. Benim için de çocukluğumda gezme şansı bulduğum bölgenin en turistik yerlerinden biri olan Efes'i hatırlama ve hatırlatma zamanı. Tarihi milattan önce  7.000li yıllara  dayanan bu şehir, hem ticaretin yoğun olarak yapıldığı, sanata yön verilen çok büyük bir metropol. Giriş ücreti 120 TL ancak müze kartınız var ise şanslısınız. Biz de bu gezi sayesinde 60 TL vererek Müze Kart çıkartmış olduk ve 1 yıl boyunca müze gezmek için de motivasyonumuz cebimizde, güzel fotoğraflar ile Efes’ten ayrıldık. En etkilendiğimiz kısmı kütüphane ve antik tiyatro ile liman arasında birbirini takip eden görkemli surlar oldu.





Efes’i aklımda yer ettirecek bir başka yer de “Petek Çöp Şiş ve Köfte”de tattığımız mükemmel lezzetler oldu. Çöp şiş, köftesi, piyazı, yoğurdu tatlısı hepsi baştan aşağı lezizdi. Efes gezi bitimin yemek saatlerine denk getirmeyi sadece buraya gitmek için bile isteyebilirsiniz:)





Buraya kadar gelmişken Şirince’ye uğramamak olmazdı dedik. Tahminimden büyük, çok hareketli ve konsept mekanları ile övgüyü hak eden bir yer. Envai çeşit şarapların tadına bakarak hem kendiniz için alabilir; hem de sevdiklerinize götürebilirsiniz. Onun dışında sabundan, el yapımı dekoratif eşyalara, aksesuardan, reçellere çok fazla alışveriş imkanı sunan sokakların tadını çıkartabilirsiniz. Buradaki tercihimiz de "Üzüm Kafe"'den yana oldu. Oldukça güzel bir dekorasyona sahip, çok samimi ve şık bir mekan.

Şirince

Şirince


Üzüm Kafe-Şirince

Üzüm Kafe-Şirince

Şahsi görüşüm, Urla merkezi pas geçip burada 2 saatin daha dolu dolu geçebileceği yönünde. Akşam ise otele çok yakın bir konumda olan “Kita’s Brasseri'yi tercih ettik; çok da güzel yemekler yedik. İstanbul’dan geldiğimizi söyleyince yakında Galata Port’ta olacaklarının müjdesini de verdiler. 

Gitmeye fırsat bulamadığımız ama içimizde kalan Uzbaş Arboretum'u da listenize eklemenizi öneriyorum. Bin bir çeşit bitki ile sizi doğayla buluşturacak ve yeşile doyuracak harika bir yer. Urla'da yer alan bu cennet mekandan dilerseniz eviniz veya bahçeniz için değişik bitkiler de alabilirsiniz.


Yine otelde bavul toplama telaşında sonlanan bir gece ve keyifle geçen bir tatil. Her mevsim güzel olacağına emin olduğum İzmir’in güzel ilçelerini listelerden eksik etmemeye çalışın. Sonbahar test edildi. Darısı ilkbaharın başına. Bir sonraki tatilimde görüşmek üzere😊

İnstagram Hesabım: lesmemoires8


Yorumlar

Gg dedi ki…
Harika bi geziydi. Sonrasında bir de senin gözünden yeniden burdan okumak da, senle gezmek de öyle. Bir sonraki gezilerde görüşmek üzere 😊
Sg dedi ki…
Yazlık İzmir in bu yüzünüde görmek her ne kadar bir kısmını bilsem de çok keyifli oldu, eline diline sağlık...

Bu blogdaki popüler yayınlar

İSVİÇRE-ZÜRİH & LUZERN

İTALYA Bolonya

İZMİR 2023(Alaçatı-Urla-Sığacık/Seferihisar)