PRAG
2018 yazında Eylül için Prag şehrinde karar
kılmıştık. Budapeşte’ye hayran kalan bu ikili Prag’ın adı her geçtiğinde mest
olan insanları duydukça iyice heyecanlanmıştı. Biletlerimizi aldıktan sonra
kime Prag’a gidiyoruz desem önce bir iç geçirip sonra aşırı bir mutlulukla bayılacaksınız
diyordu. Prag, Viyana, Budapeşte üçlüsünü gören kişilerin favorisi hep Prag’dı.
Masalsı ve romantik bir şehir olarak kulağımıza gelen bu yer, gidenler
tarafından da tekrar tekrar gidilesi olarak nitelendiriliyordu. Bizde de haliyle beklentiler bir hayli yükseldi. Yine bizim için keyifli otel
araştırmalarının, tarihi yerler ve güzel yemek yenecek mekan önerilerin gözden
geçirildiği zamanlar başladı. Avrupa’nın hele de yağış yok ise en güzel
iklimine sahip aylarından Eylül geldiğinde biz de bu şehir için hazırdık.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWmzFGrmusYjfjz4kA4JyuiIm2YmR1cNFkO29tTedUCBret8B2VhJg8TAbKmlBH5WD_RBUY1bF4zDM3jZCyjrpVYG46Cz-4jPASlgajmOMu1a5a0C_1KG9NJLl17EC0WdEF51-Or-f7K64/w225-h400/24.jpg) |
Charles(Karl) Köprüsü |
1.GÜN
Pegasus Havayolları ile yolculuğumuz kazasız
belasız öğleden sonra Prag’a iniş yapmamız ile son buldu. Ortalama 2 saatlik
ideal bir uçak yolculuğu sonrası hızlıca hallettiğimiz pasaport işlemleri ile
şehir merkezine doğru yol almaya hazırdık. Otobüse binmeden önce, Çek Cumhuriyetinin
kendi para birimi olan Çek Korunasından elimizde bir miktar olmasına özen gösterdik. Bazı yerler çok fazla
komisyon alarak değişim yapıyor; şehir merkezinde birkaç döviz bürosuna göz atarak değişim yapmanızda fayda var. Gelelim şehir merkezine yolculuğumuza. Ortalama 20 kilometrelik bu
yolculuk için otobüsü ya da shuttle hizmetlerini kullanabilirsiniz. Biz çok
rahat bir şekilde şehrin popüler noktalarından Vaclav Meydanına yakın otelimize
varmıştık. Hotel 1. Republic ara bir sokak içinde olsa da gayet merkezi konumu
ile tatilimizin en güzel şanslarından biriydi. Saatimiz 16:30 sularını
gösterdiği için elimizdeki uzun listeye hızlı girişi yarına saklayarak kısa bir
şehir turu yapmak üzere otelden çıktık. Şehirlerin içerisinden geçen nehirler,
denize kıyısı olan yerlerin benim gözümdeki kıymetinden hep bahsetmişimdir. Prag
şehrinin masalsı havasında katkısı olduğunu düşündüğüm Vltava Nehri, üzerindeki
köprüleri ve karşı yakanın yeşiliyle büyüleyen mükemmel manzarası gezimizin ilk dakikalarında uzun süre hafızalarda kalacağının sinyalini vermişti.
İlk durağımız olan Dans Eden
Ev(Dancing House) otelimize ortalama 1 km uzaklıkta nehir kenarına konumlanmıştı. 90lı
yıllarda Frank Gehry tarafından yapılmış bu modern bina, gerçekten de kadın ve
erkek figürlerinin dans ettiği hissini net olarak size veriyordu. Önünden geçen kırmızı tramvay ile de güzel bir poz yakaladıktan sonra yemek için güzel bir durak arayışına girdik. Hedefimiz; zamanında Nazim Hikmet, Kafka gibi çok fazla şairin uğrak yeri olan Cafe Slavia’da bir şeyler yemekti. Ortalama 800 metrelik bir nehir kenarı yürüyüşümüz ile Legion
Köprüsüne yaklaştık. Bu güzel manzaraya bakarak, süslü tavanları, görkemli avizeleri ile bu güzel kafede çok keyifli bir akşam geçirdik(Bu noktada, nehrin karşı kıyısında kalan Cafe Savoy'u da eklemek isterim. Benzer konseptlere sahip bu iki mekan da oldukça keyifli) Tam mekandan çıkıyorduk
ki arkamızdan bize seslenen garsonun bağırması ile duraksadık. Meğer, yazılı
olmayan yüzde 10 oranındaki bahşiş zorunluluğu Praglıların kırmızı çizgisiymiş.
Bilsek verirdik sakin ol şampiyon diyerek yüzde 10 bahşişi vererek ayrıldık.
Bundan sonra da ince hesaplarla garsonların hakkını savunan bizler bir daha
sorun yaşamadık😊 Verdiğimiz yüklü bahşiş
sonrası Çek Korunamızın azaldığını fark edip değişim için yer bakmaya başladık. Cafe Slavia’dan
çok uzaklaşmadan bir Exchange ofiste bir miktar para bozdururken "Türk müsünüz?" cümlesi
ile her yerdeyiz dedik ve sohbete başladık. Uzun yıllar Paris’te yaşamış sonra
da Prag’a taşınmış bir beyefendiden kısa şehir notları alarak otelin yolunu
tuttuk.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVK4fPf43jOTX1sxaBIO4LBAGnUY4OEc1SAX8jeServH3mnq844g2TyIoxtN0BPw9GzoHk1VxT53YPhs0tXQHB6aujDJh_drOlw5701Q06G4xptvLlt5BV9X64L-5Bu_53bETsilmq1Owp/w271-h400/41.jpg) |
Cafe Slavia'daki Nazım Hikmet Fotoğrafı |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXlCGq_x_2oskeArR6JuqiV2OZakQHTXYH9Dc9Kt36jZmtPEeXzIpRkhB32Cz-BRSb6KqPLMTfMRYDkQH1PPbEjU7q8B04i4bX5UzdORmDWl0Bqe4LDn4reyM1znexFrUn-oMf5qHuerho/w225-h400/42.jpg) |
Dans Eden Ev |
2.GÜN
Güneşli bir Prag sabahına dinlenmiş olarak gözlerimizi açtık. Oda kahvaltı olarak anlaştığımız otelimizde keyifli kahvaltımızı yaparken günün planının da üzerinden geçiyorduk. Bugün gündem bir hayli yoğun. İlk olarak yanı başımızda duran Vaclav(Wenceslas) meydanına ve ona çıkan hareketli caddeyi gezmeye gidiyoruz. Burası İstanbul'un Bağdat Caddesi ya da Taksim'i gibi hem alışveriş yapılacak hem de bir çok yemek alternatifi sunan hareketli bir caddesi. Biz de bu caddeyi boylu boyunca gezip ihtişamlı Ulusal Müze'de mola vermek istedik. Dış cephesinde bakım çalışmalarının sürdüğü müzeye giriş ücretli, ancak kesinlikle değer. Çeşitli konulardan derleme bir müze turu sizleri bekliyor. Müzikten, doğa bilimine, Çek ve dünya tarihinden bir çok bilgiye ulaşacağınız herkesin bir şeyler bulacağı çok zengin bir içeriğe sahip.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPlfr90iU4kuSccSqKPKUuReUv88A9mOcB270yz1BqK7GbwJkSTuOCvRc1sZ8cIQgzcLntTy7cRfXBUJgwhtu6mP_2IbFalPGll44LirBP7u_aj5xNdSnh3pLRc2NkfUXpbcP8NuyvEKGf/w400-h225/11.jpg) |
Prag Ulusal Müze |
Bundan sonraki durağımız bir çok turistik noktayı da içinde barındıran Eski Şehir Meydanı. Gezilecek yerlerin birbirine yakın olması avantajı ile yürüme ya da araca binmekle vakit kaybetmeyeceğimiz bir gün olacağa benziyordu. Eski Şehir Meydanına giriş yaptığınızda ilk göze çarpan yapılardan biri tabii ki Astronomik Saat Kulesi. Birazdan içerisine girip keşif yapacağımız Eski Belediye Sarayının bir duvarını kaplamış olan bu kule basit bir saatten daha fazlası. Adının içinde astronomi kelimesinin geçmesi tesadüf değil. Güneşin hareketleri, gezegenler ve 12 burcun resmedildiği bu kulede her saat başı farklı gösteriler sergilenmekte. Dışardan yaptığımız fotoğraflamalardan sonra tam anlamı ile meydanı ve etrafındaki simge yapıları kuş bakışı görebileceğimiz belediye sarayının üst katına doğru çıkıyoruz. Buraya da giriş ücretli. Biz bilet için biraz beklemiştik; online şansınız var ise değerlendirmenizi tavsiye ederim.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgk-z3Ql2vlFf3FfJ6VjBbqheg60-2ZcZbv3nXnrcv6FDNmd-GEz1kCMwP2fk4XzymTzhe7-u4Y9-iWOnwBh3CgqyME97YO8ISeBtsCQYETkAAC_rq9fj6TRw0bRZ0pvWiu3_R86avLYhXA/w300-h400/Post+2+Cuma.jpg) |
Astronomik Saat Kulesi |
Prag gezisinin ardından aklımda en çok kalan karesini Eski Belediye Sarayının üst katından çektim ve sizinle paylaşmak istedim. Meşhur Charles Köprüsü de Prag denildiğinde aklıma gelen fotoğraflardan biri ancak sanki şehri tam anlamı ile bu manzaraya bakarken keşfettiğimi hissettim. Saat başlarında çalan çan sesini de bir hayli yakından duyduktan sonra sırada meydanın havasını yakından koklamaya gelmişti. İlk durağımız şu an sanat galerisi olarak kullanılan Kinsky Sarayı. Pembe tonlarındaki bu kısmen küçük saray yakından bakıldığında detayları ile hayran bırakmaya yetiyor. Meydanların olmazsa olmazı olan heykelimiz ise Jan Hus'a ait. Dinde reform hareketlerini destekleyen Jan Hus bu meydanda yakılarak öldürülmüş ve de anısına yine aynı yere heykeli dikilmiş. Sokak sanatçılarına ya da küçük şovlar yapan kişilere rastlamanız mümkün. Bu meydanda eğlenceli şeyler olmuyor da değil. Aşağıdaki fotoğraftaki lamba cinini güzel dileklerle uğurlayarak Tyn Kilisesine doğru yola çıkıyoruz. Sivri siyah kuleleri ile Gotik mimarinin tüm özelliklerini gösteren bu kilise Prag gezi listenizin olmazsa olmazlarından. 1500lü yıllarda yapımı tamamlanan kiliseye giriş ücretsiz.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvuGk4ke95syLEKfmFWFLimGZtxXQNKQMFGH2fmDSzCRMV2rZnKks1DA3xPSuhyphenhyphenQ2-to-2mAjJ9KOXAxDkdc61YBbs2tlqpIrExlRH3Fqhaf62brRL7N5ZcwxM3NWEAPIL8eZK2up_Ce5e/w400-h225/Post+Pazar.jpg) |
Eski Belediye Sarayından |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_clT3ohPTN-yW3nhAfSQ9AjcblBe9ATks3E0hOeCDajze7X89Rsf75Niz79gYFtqW8O44_829rp4JpV7kZqVVt84obeLD0BgRI3fVrefG5QA7K-0Q3US6rra5cIzqK4KGW3xWrQa1wtI4/w225-h400/35.jpg) |
Eski Şehir Meydanı |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiklNWztMTxD5wvh8PTRTtYFfdO9RaS9AEFvuOIXLSwMNoLLoNB1stbo83OEGVs0VQy8DwhVob_qV2ecnRdEOjD0wC8XsdHguuROTLQXxiiW5YMSzUm1r9YxNvtJcFAFhEizNdkHCjd3Yf7/w288-h400/5.jpg) |
Kinsky Sarayı-Ulusal Galeri |
Eski şehir meydanında uğranacak birkaç yerimiz daha var ancak araya bir öğle yemeği molası sokmak istiyoruz. Astronomik saat kulesinin hizasındaki sıra sıra restoranlardan dilediğiniz bir tanesine girebilirsiniz. Öncesinde yakınlarda olduğunu bildiğim Hard Rock Cafe'ye kısa bir gezinti yapmayı ihmal etmedim. Her şehirde gitmeyi atlamadığım bir yerdir. Atmosferi benim keyfimi daha da yerine getirmişti ki; lezzetli öğle yemeğimiz de onu taçlandırmış oldu. Hatıra için yapacağınız alışverişler ya da ufak tefek hediyeler için de doğru yerdesiniz. Eski şehir meydanındaki Celetna sokağı dokusu, eski binaları ve çeşit çeşit dükkanları ile çok keyifli vakit geçireceğiniz bir yer. Hediye önerilerine bir çok dükkanın vitrininde de karşınıza çıkacak camdan aksesuarları dahil etmenizi öneririm. Rengarenk ve türlü şekillere girmiş camdan eşyalara kayıtsız kalamayacaksınız. Tarihi yerlere sokağın ucunda bizi bekleyen Barut Kulesini görene kadar ara vermiştik. Burası eski ve yeni kenti birbirinden ayıran bir kapı konumunda. Gotik tarzda inşa edilmiş, üzerindeki heykeller ile Prag'da yer alan kapılardan belki de en görkemlisi. Bir dakika önce magnet almışken, bu kuleyle birlikte kendimizi yine çok eski tarihlerde yaşıyormuş gibi hissetmiştik. Bence Prag size zamanın içinde yolculuk şansı vermesi sebebiyle de büyülü bir şehir.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipKXTOwpbHSBqtPEzxKomytpdNq9J9ZDZ3U7J6nm3baBYg8CdIOf2GzcwcJT7dqIzlMIOk3vZednUYJhQEnc14XgCZ6ZQ_KxRn1RNRuukPD6qXCT8utMGs1bcvu60_PQfnHuEq_l8n2uUB/w225-h400/30.jpg) |
Barut Kulesi |
Yavaş yavaş günü sonlandırmaya hazırlanıyorduk. İlk olarak otel yolunda bir kahvecide mola vermek sonrasında da şehrin en güzel restoranları arasında gösterilen U Fleku'da yerel lezzetlerini tatmaktı. Costa Coffee bizim kahve için seçtiğimiz yer olmuştu. Avrupa'nın çeşitli şehirlerinden aşina olacağınız bu kafede biraz soluklanmak ve kafein açlığımızı gidermek iyi gelmişti. Otelimizden çok uzak olmayan U Fleku, uzun kahverengi masaları ile oldukça otantik bir atmosfer ile bizi karşıladı. Prag yerel mutfağının önemli tatlarından biri olan Gulaş ile açılışı yaptık. Budapeşte'de daha sulu yemek vari gelen bu lezzet burada biraz daha farklı karşımıza çıktı. Etleri daha büyük, az sulu ve leziz ekmek dilimleri ile servis ediliyor. Hala mevsimi geçmemişken ortaya aldığımız Yunan Salatası da çok lezizdi. Aynı zamanda ördekleri ile de nam salmış bu restoranda paylaşımlı olarak bu lezzetin de tadına bakmanızı öneririm. Bir Belçika ya da Almanya olmasa da Çek Birası da bir hayli meşhur. Biz yerel biralarının tadını çok beğendik. Akordiyon çalarak masaların arasında dolaşan amca da akşamımıza hoş bir hava kattı. 2 kişi ortalama 50 Euro bandında hesap ödemiştik.
3.GÜN
Dolu dolu geçen bir günün ardından gezimiz tüm hızıyla sürüyordu. Bizi kendimize getiren ve geri kalan turistik noktalara hazırlayan kahvaltımızın ardından uzaktan gördüğümüz Charles Köprüsünden geçerek şehrin karşı yakasını keşfe çıkacaktık. Güneş bugün de tepede, hava gayet güzel. Havanın da bozmasına zaman vermeden soluğu kartpostal gibi bir görüntü veren Charles Köprüsü bir diğer adıyla Karl Köprüsünde alıyoruz. Kral Karl tarafından yaptırılan üzerinde sayısız heykelin olduğu ortalama 500 metrelik sadece yayalara açık bir köprü burası. Prag Kalesine gitmeden gün ışığının da gücünü arkamıza alarak nehirle birlikte sunduğu muhteşem manzarayı hafızalarımıza kazıdık. Bu kadar simge bir yapıdan geçmişken, yakınlarda gördüğümüz Trdelnik satan bir dükkandan tatlımızı da elimize alarak Prag Kalesine doğru yola koyulduk. Külahı andıran tatlı bir hamur esasında. İçine zevkinize göre krema, dondurma ya da meyveler ile servis yapan dükkanlar mevcut.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJBCUv_lsJ-DFA1l1_aSqey7v8VkFV8hURy539TSPQjHNfHPfQ_iC00F1UksxFYrTilE3fCTQOGapfo-2-7f2DV_hyzUC-EzEtLHIwrpi38yjF1II95XLqmeIkRFwE4zrA9auAJuFu3UBF/w225-h400/21.jpg) |
Prag Kalesi ve Karl Köprüsü |
Biraz yokuş ve merdivenli yerleri de geçtikten sonra işte muhteşem Prag Kalesi karşımızda. Eğer ki öncesinde kale için görsellere bakmadıysanız, kafanızdaki o klasik taşlarla bezenmiş yüksek duvarlı bir yapı göremeyeceksiniz. Burası daha çok kilise, saray ve müzelerden oluşan bir kompleks. Tarih açısından da en eski olduğu söyleniyor. Gezilecek çok fazla yer var. Bugünümüzü biz de kabaca buraya ayırmanın bilinci ile ilk durak Aziz Vitus Katedrali. 1300lü yıllardan Gotik mimari özellikleri ile başlayan sonrasında Barok akımından da esinlenen yapı 1929 yılında tamamlanmış. Bir sonraki durağımız ise Kraliyet Sarayı. Oldukça sade bir dış dizayna sahip. İçeriyi de gezmek isterseniz tarihe tanıklık etmiş salonları ziyaret edebilir, sergileri gezebilirsiniz. Tam saraydan çıkmıştık ki askerlerin yaptığı geçit törenine denk geldik. Şimdi de ayaklarımız bizi keyif aldığımız bir diğer rotaya götürüyordu. Altın Yol, eski zamanlarda sıra sıra kuyumcuların olduğu uzun bir sokak. Şimdi de renkli boyanmış duvarları ile hediyelik alışverişler için turistlerin uğrak noktası olmuş. Prag Kalesi içindeki diğer yerlere gitmeden önce biraz mola vermemiz gerektiğine karar veriyor ve kale içinde çok güzel manzaraya sahip bir kafede soluklanıyoruz. Coffee in Garden, muhteşem bir manzara eşliğinde hem karnımızı hem de gözümüzü doyurmuştu. Prag Kalesi içeriden bizim çok detaylı gezmediğimiz diğer yerler ise St George Bazilikası ve Kraliyet Bahçeleri. Programınızın uygunluğuna göre daha fazla vakit ayırarak gezmek isteyebilirsiniz. Hazır bu kadar yukarılara çıkmışken, Petrin Tepesine uğramadan olmazdı. Petrin Tepesine füniküler ile ulaşımı sağlamak mümkün. Biz yaya- füniküler karışık bir düzende gittik. Yeşilin ve doğanın ortasında Eyfel Kulesinden esinlenerek yapılmış bir gözlem kulesi göreceksiniz. 299 basamak çıkarak ya da asansör ile şehri kuş bakışı görmek mümkün. Kuleye çıkmadan da Prag ayaklarınız altında. Aynı zamanda çok güzel dekore edilmiş bahçeleri de mutlaka gezmenizi öneririm.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQBfL8JHsei2RsEcI8ZX4IMkN6OZEYSPfmvDhWdM92_DAg6geH5sn_RLKBeLqV172emzo4yCN8Y33CktL53reza_sYS5aB3ectYBIHl_MdKIFZyaSUT245N_90BYNJajueN4klJZBtHHvK/w400-h225/27.jpg) |
Prag Kalesinden |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6Aqxno_3wjC7Gpk5qjVHPriZXudrVsknuqjLMKhuaB0pf4q8g6RFiPqphYXvw7_CV7WoT_3UXIwoj1_hZf_yqyRw1f7XOcQlvpCBKZaHnVkC-2ZLpYGP3-5stUeRzAKd9LBYx2OWlMBoK/w400-h225/28.jpg) |
Prag Kalesinden |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRMlTu5dvfKX-Nj39Uonu1JGzV3twZy9YwTBLM7ObFkbdKJxKbSr4h3GgHuTWaygvvk8GErhMuZH6lK0k-UUPCKjWdIAtcnXjjeUKhgncL_zyS6jdzNDnVm2QzE7mWKxMFvxyiJsSxQOKH/w400-h300/37.jpg) |
St Vitus Kilisesi |
Yavaş yavaş güneş batım saatine yaklaştık. Oldukça yorgun ama bir o kadar mutlu bir şekilde dönüşe geçiyoruz. Otele uğramadan direkt restoranın yolunu tutuyoruz. Yine Prag şehrinin yerel lezzetlerini bulacağımız, otantik atmosfere sahip U Medvidku listemizde yerini aldı. Ortalama 2 kişi 50 Euro tıka basa doyarak ayrıldık. Ardından çok yanımızda olan Louvre Kafe'de şeker ve kafein takviyesi yapıyoruz. İşlemeli duvarlara, büyük avizelere sahip, oldukça şık döşenmiş bir kafe burası. Kahve tatlı molası için iki kişi ortalama 15 Euro olarak düşünebilirsiniz. Yarın öğle saatlerinde havalimanında olmamız lazım. Bu akşam bavulları toparlamak ve yarın aklımızda kalan bir kaç yere uğramak için istikamet otel:)
4.GÜN
Yine bir gezinin sonu... Ayrılacağımız için hüzünlü olsak da güzel bir tatil geçirmenin verdiği keyifle Prag şehrindeki son kahvaltımızı yapıyoruz. Dün yorulduğumuz için pas geçtiğimiz Mala Strana bölgesine uğrayacağız. Fazla vakit kaybetmeden bu bölgenin en turistik noktalarından John Lennon duvarında alıyoruz soluğu. The Beatles grubunun solistinin ismi ile anılan bu duvar 1980 yılında John Lennon'un ölümün ardından onun portresi ve şarkı sözleri ile dolmaya başladı. Şimdi de gençlerin grafitiler ile hep canlı tuttuğu bu duvar, turistlerin de uğrak yeri haline gelmiştir. Mala Strana'dadan görmeden gitmek istemediğimiz diğer bir adres ise St Nicholas Kilisesi. Bizi gerçekten büyüleyen ve iyi ki gelmişiz dediğimiz bir kiliseydi burası. Barok mimarisinin en önemli yapıtlarından biri olan bu kilise, oymaları, heykelleri ve ihtişamı ile hafızalarımıza kazınmıştı.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUGhLzAcYRW0dHFapXax-FzbccU93j4ub5MftUJpiCQ0WcQXrCgl0W6ihszsIQe952JFLdzQpX_7mJaGqZZJFTYmUvTloFEHtbCj0xkYVT_6M-QR8gVEROzS5qr4N4D3gc0v-Cmm6g-cVO/w225-h400/20.jpg) |
Yönümüzü bulduran, o nereye derse oraya<3 |
Yavaş yavaş bize ayrılan sürenin sonuna geliyorduk. Otele uğrayıp, shuttle ile havalimanına gitme vakti. Doğasıyla, kültürüyle bize masal gibi 4 gün geçiren Prag'a teşekkürü bir borç bilerek bu güzel şehirden ayrılıyoruz. Benim seçtiğim yerlerden başka, zevke göre gidilecek fazlaca yer mevcut. Bu nedenle yine son cümlelerimi alternatif yaratması adına önerilere ayıracağım. Sizin de fark edeceğiniz gibi fazla müze gezmediğimiz bir seyahat oldu. İlgilenenler için Kafka Müzesi, Komünizm Müzesi ve Kampa Müzesi görülmeye değer. Bir de Prag şehrine gelenlerin çok tercih ettiği Karlovy Vary var. Ortalama trenle Prag'a 3.5 saat uzaklıktaki kaplıcaları ile ünlü bir şehir. Günübirlik için bana göre fazla yorucu. O yüzden vaktiniz var ise 1 gece kalmanızı ya da illa uğramadan dönmem derseniz gezi sürenize 1 gün eklemenizi öneriyorum. Bizim ülkemizde Atatürk'ün tedavi için gitmesi ile bilinirliliği artmış olup, dünyada sağlık turizmi denince ilk akla gelen yerlerden. Sadece şifalı suları için değil, keyifli bir yarım gün geçirmek isteyenlere de doğal güzelliklerini sunmaya hazır. Gitme şansı bulan arkadaşımdan gelen birkaç fotoğrafla da bunu kanıtlayan kareler ileteceğim sizlere:)
Keyifli ve bilgilendirici bir yazı olduğunu umuyorum. Bir sonraki şehirde buluşmak üzere...
**Pratik Bilgiler
- Prag, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti olup nüfusu ortalama 1.3 Milyondur.
- Çek Cumhuriyetine Schengen vizesi ile giriş yapılabilmektedir.
- Ülkenin yerel para birimi Çek Korunasıdır.
- Vaclac Havel şehrin tek havalimanı olup, şehir merkezine ortalama uzaklığı 20 kilometredir.
Prag ve daha fazla şehir için İnstagram hesabım "lesmemoires8" takip etmeyi unutmayın.
GALERİ
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYsv2N4UMehuYib7bXqCbJN5ROCpcSAvW_ws9LgK90eOp7NKwEi0xXx6l6Xj4AKd-gt2czHI2G-guV2pKypfx5ygCt-DPoQdoknMUhv3Jz7WDsFhEjMYoLgV2TAyO_ZyhIa6dI_IKSZDSj/w225-h400/33.jpg) |
Tyn Kilisesi |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-S45qicjQrr5ugBnWryTPDpXa2mUbAX7q4Op6agB3s2VzsllgOdhNlW2bx85c9n02PKCJc4zW6XxC3IHzJkify9aSEFE4f7f9fUXqeI9NxzparF8CKD5Y772emJK9NDeD1I-C9bM8z-Kp/w400-h225/14.jpg) |
Vltava Nehri |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQiYBCG5zheq6pReuDLLhF7kQUU49w-eCqS85nUST5jBuW_I_oy3QOfoT1WtQ1ZF-2iHA3AojfqDD8-A_Yltr8aCbV5Jh_iZqx-tk3UQaAeCu2D7r-dhL0hzT2DNP4_J4MZsBMQYzAG1Xs/w225-h400/29.jpg) |
Vitray- En sevdiğim |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZT7L-ScSeQ2uUWlZhwpTT-5LHXVktQa1V8dHL9M9Axo8pj8NMeuIBp5bSdCe4a6B_pQTjMnch6Gh2JK840O-o_5l54G7tOysC8x6tfCXOQ4qLw9kuwI7lkjFWDXHK1nP0RjXL1jgeWujt/w225-h400/34.jpg) |
Jan Hus Anıtı |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8WAIwLSNyLyjR2Fpd7plM8_j-BU2ggLzLY52gnzasvWSPX6lXQSmymENbfGJok6mnubNol6eYWFmoAnTPP1aLlbblHenKCZIj4PCD28IuDbj5nu_8GMqruBfcDgQnXdIuwOsniiGUY_WH/w300-h400/36.jpg) |
St Vitus Katedrali |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglGMo0rG4QljUAWjxCU5zEq-P2BGLJvAXKLakWhCINtxW3_jxjMrB6qAXgoL8vQgwJ9oaDWdiXSaIy3uFjdWVjIw6USlkkzw3ACHeIUzn5URnyYuoQ9yi17sc1DLJwE0ZhCQlQT9hzTIlm/w400-h300/KARLO1.jpg) |
Karlovy Vary |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7kQhKANCA8WmN1R-tKA04xE6gRFEja8_e4bHf2zAHeUjkP9hISDXOA3OR4Rn0X-XXH1TE75Wq4ezeI6al4KsmUcqr2ZrgC8JQCtE6JRDduu0rE-e5DdQFniwYmRU9DtLx9hjlZKM5sUMI/w400-h300/KARLO4.jpg) |
Karlovy Vary |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUVKFixwJEcvw9311TNugv_3VS1t7pULHN5wUwU6REGU23tA4i5B-kkWrrCi3vMmlIRtzFkMY7rdllfbVb0Oa1Jeg6CcaU6efaSHMjvpIAgMEHz7QccqzFZpcEeL3YOdgazCwF8qzPg3if/w400-h300/Karlo5.jpg) |
Karlovy Vary |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjel8UMxUa-hsmwuFOpPYfWo50jTv4O9wvzMoCtwm4fCReWiuBKyWK5sE1cETRKWG9KiCln_jf_qcrGAzIyjW7SaXLSqxGYGOgsp_7YpsBWuT0hn6B08Zc8wVpzBngx9hD05hw9ZAs5kG9S/w400-h300/Karlo7.jpg) |
Karlovy Vary |
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjy2vnJYfjLMXAXC6vOIByGm-jJXLPRrA8KwA8Bk4qlJaf2cPhdez-SPqKRluS9yZsTUN7ge9INj83MKz0288wP3y7XigFyzFfr7xg85Y9DN_Ef96fLjpQV45hUS32lzAwNOz5Pb0dBnraQ/w300-h400/larko2.jpg) |
Karlovy Vary |
Yorumlar
Yorum Gönder